Bakıra hayat veren usta eller, Anadolu’nun bakır zanaatkarları
Bakır, tarih boyunca insanoğlunun hayatını kolaylaştıran madenlerin başında yer almış ve bir çağa adını vermiştir. İnsanların önce bakırı, ardından kalayla birleşiminden oluşan tunçu keşfetmeleri medeniyet seviyesinde büyük ilerleme sağlamıştır.
Diyarbakır - Çayönü'nde M.Ö. 7 bin yılında ilk arıtma işleminin yapıldığı ve bakırdan iğne, kanca gibi aletler ve süs eşyaları imal edildiği ortaya çıkmıştır.
Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'te milattan önce 5.500-3.000 yılları arasında yaşanan Bakır Devri’nden birçok höyüğün bulunması, bölgede bakır işlemeciliğinin oldukça eskiye dayandığını göstermektedir.
Bakırcılık sanatı sırasıyla Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri dönemlerinde giderek ivme kazanmış, yapım teknikleri ve süslemeler konusunda önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Selçuklular devrinde bakırdan elde edilen pirinç yoğun şekilde kullanılmış, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Anadolu'da bakırcılığın merkezlerinden biri Gaziantep olmuş, Adıyaman ve Kilis de halkın ihtiyacı olan bakır eşyaların üretilip satıldığı kentler arasında yer almıştır.
Geçmişte bakırı her şehrin ustası ayrı bir özenle işlemiş, ayrı bir değer katmıştır. Gelenekten geleceğe taşınan bir zanaat olan bakırcılık nesilden nesile usta-çırak ilişkisi ile aktarılır.
Bu zanaatı küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başlayan Anadolu’nun bakır ustaları; keser, tokmak, neri ve tel çekiç kullanarak dövme, kazıma ve zımba yöntemi ile bakıra ustaca son halini verirler.
1950'li yıllardan itibaren, atölyelerde imal edilen geleneksel bakır eşya formları ve süslemelerinde değişiklikler yapılmış, yeni bakır eşya formları ortaya çıkmıştır. Kazıma tekniğinin yanı sıra dövme, zımba ve çelik keski tekniği ile de bakırın üzerine desen işlemeye başlayan ustalar bu sayede bakır eşyalara estetik katmayı da başarmışlardır.
50 ve 60’lı yıllarda bakırcılık geleneği tüm Türkiye’de popüler olsa da bazı şehirler bakırcılık merkezleri olarak ünlenmiştir. Bakırın üzerine tamamen el işçiliği ile desen işlenen Gaziantep, Kahramanmaraş, Urfa ve Mardin’de imal edilen bakır ürünler günümüzde tüm dünyanın hayranlığını kazanan sanat eserleri konumuna ulaşmıştır.
Bakır eşyalar geçmişte en çok mutfakta kullanılır, yiyecekleri pişirmek ve servis etmek için tercih edilirdi. Bakır objeler günümüzde sadece mutfakları değil, tüm dünyada daha çok dekoratif amaçlı olarak yaşam alanlarını süslüyor.
Ustalarının hikayelerini motiflerine taşıyan bakır siniler, tepsiler, hamam tasları, kildanlar, zarif dekoratif objeler yaşanmışlık duygusunu pekiştirerek; bulundukları mekanı zamanın değiştiremediği özgünlükte yaşam alanlarına dönüştürüyor.